ÖZET: Organik hayvancılık ve hayvansal üretim herhangi bir ilaç, hormon, v.b. kimyasal madde kullanılmadan elde edilen hayvansal ürünleri kapsayan bir uygulamadır. Söz konusu bu uygulama ülkemiz iklim durumu ve bitki örtüsü göz önünde tutulduğunda gelecek için ihracatta belli bir potansiyele sahip olacaktır. Bununla birlikte dünyada ve Türkiye'de bilinçli tüketicinin her geçen gün daha saf ve kalıntı içe- remeyen gıda maddelerine yönelmesi organik hayvancılığa verilen önemi artırmıştır. Bu derlemede organik hayvancılık ilkeleri, hayvansal üretim ve bu üretim sistemi hayvan besleme yönünden incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: organik hayvancılık ilkeleri, organik ruminant besleme, organik kanatlı besleme.
Organic Livestock and Animal Production
ABSTRACT: Organic animal production is a practice containing animal products obtained that do not use drug, hormone and chemical substances. When our country's climate condition and plant cover take into consideration, this practice will have had a potential for exportation in future. However, in the world and Turkey, the concious consumers have tent to foodstuffs that are pure and do not have any residue. Because of this reason importance of organic livestock is increased from day to day. In this rewiew, principle of organic livestock, animal production and this production system are currently investigated in point of animal nutrition.
Key words: principle of organic livestock, organic ruminant nutrition, organic poultry nutrition.
Giriş
Son yıllarda hızla artış gösteren ülkemiz ve dünya nüfusunun karşı karşıya kaldığı en önemli sorun üreticiler tarafından yeterli miktarda güvenilir gıdanın tüketime sunulamamasıdır. Gıda maddelerinde bulunabilen pestisidler, ağır metaller, dioksin, ilaç ve hormon kalıntıları insan sağlığı üzerinde sorunlar oluşturabilmektedir (7, 9, 11). Diğer bir ifadeyle günümüzde bireylerin sağlıklı ve herhangi bir kimyasal kalıntı içermeyen gıda maddelerini tüketmesi büyük bir beslenme sorunu haline gelmiştir. Bu durum sebebiyle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bilinçlenerek örgütlenen üretici ve tüketiciler doğayı tahrip etmeyen yöntemlerle insanlarda zehirli etki yapmayan tarımsal ve hayvansal ürünleri üretmeyi ve tüketmeyi tercih etmişlerdir. Bu amaçla yeni bir üretim tarzı olarak organik (ekolojik) tarım ortaya çıkmıştır (3).
Organik tarım ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas olarak sentetik kimyasal ilaçların, hormonların ve mineral gübrelerin kullanımının yasaklanması yanında organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma, hastalık ve zararlılarla mücadelede doğal düşmanlardan yararlanmayı öneren, bütün bu işlemlerin kapalı bir sistem içerisinde oluşturulmasını öngören, üretimde üretim miktarı yanında ürün kalitesini de yükseltmeyi amaçlayan alternatif bir üretim şekli olarak tanımlanmaktadır (1).
Avrupa'da organik tarım 1910'lu yıllarda uygulanmaya başlanmış olup, kontrollü üretim 1930'lu yıllarda yaygınlaşmıştır. Zamana bağlı olarak da gelişme göstermiştir. Bunun bir sonucu olarak Avrupa orijinli firmalar Türkiye'deki firmalardan organik ürün talebinde bulunmuş ve böylece 1984-1985 yıllarında ülkemizde de organik tarım başlamıştır. Söz konusu bu yıllarda Türkiye'nin ihraç ürünlerini Ege Bölgesi'nde yetiştirilen kuru incir ve üzüm oluşturmuştur. Daha sonraki yıllarda bu ürünlere kuru kayısı, fındık da katılarak farklı bölgelerimize yayılmıştır (4).
Organik üretim ve bu alandaki kuralların konmasında uluslar arası kuruluşların başında 1972 yılında kurulan ve merkezi Almanya'da bulunan Uluslar arası Organik Tarım Faaliyetleri Federasyonu (IFAOM) ve Birleşmiş Milletler Gıda-Tarım Örgütü (FAO) gelmektedir. Ülkemizde ise organik tarımla ilgili faaliyetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca çıkarılan "Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik" kapsamında yürütülmektedir. Bu derlemede organik hayvancılık ilkeleri, hayvansal üretim ve bu üretim sistemi hayvan besleme yönünden incelenmiştir.
Organik üretim yapan işletmelerde çiftlik hayvanları tarımsal üretimde önemli bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Bunun nedeni, işletmeye gübre temininin sağlanması, yem bitkisi münavebesi ile toprağı zenginleştirmesidir. Bu nedenle organik tarım bitkisel ve hayvansal üretimleri birlikte içeren karma bir sistemdir (13).
Organik çiftliklerde hem kavramsal hem uygulamada önemli olan hayvanların sağlıklı olması ve bu hayvanların refahıdır. Organik hayvancılıkta toprak, hayvanlar ve insanlar arasında bir uyum söz konusudur. Bu nedenle hayvanların ayrı bir önemi vardır. Nitekim organik çiftlikler kapalı bir sistem oluştururlar. Yem maddelerini sahip oldukları hayvanları için üretirler ve bu hayvanlardan elde edilen gübreler tarım ürünlerinin üretimine katılır. Organik çiftliklerde sistemin canlı ve bazı sezgilere sahip kısmını hayvanlar oluşturduğundan haklarına uygun davranmak ve refahlarını sağlamak önemli bir unsurdur (16). Bununla beraber, organik hayvancılığın geleneksel üretim sistemlerinde yaşanan hayvan refahı ile ilgili sorunları ne ölçüde çözeme ulaştırabileceği, bu konuda daha çok teorik temele dayalı olan bilgi birikiminin nasıl uygulanacağı ve uygulanacak kararların organik hayvancılığın sürdürülebilirliğine etkileri tartışmalara neden olmaktadır (14).
Organik çiftlik sistemlerinde ruminantlar hem yem bitkilerini değerlendirerek et, süt ve yapağıya dönüştürmek şeklinde işletmeye büyük gelir getirmekte, hem de gübrelerinin toprağa geri verilmesi sonucu daha fazla bitkisel üretim ve gelir sağlamaktadır (13). Nitekim değerli bir kaynak olan azotun büyük bir kısmının baklagiller ile toplanmasına ve bunların kaba yem olarak hasat edilip tekrar gübre halinde toprağa verilmesi diğer bitkilerin azot ihtiyacı için kullanılmasını sağlar (12).
Organik ruminant beslemede hayvanlara verilecek su miktarı hayvanın verimi, rasyonun bileşimi, çevre sıcaklığı ve nisbi rutubeti ile günlük kuru madde tüketimi düzeyi göz önüne alınarak hesaplanabilir. Hayvanlara sık aralıklarla su verilmeli ya da önlerinde devamlı temiz su bulundurulmalıdır (10).
Yeni doğan buzağılar yeterince yem tüketebilinceye kadar yeterli miktarda ana sütü veya süt ikame yemi almalıdır. Hayvanların önlerinde yeme alışabilmeleri için 3-4. haftadan itibaren iyi kaliteli kuru ot bulundurulmalıdır. Genç ruminantlar sütten kesildikten sonra da besin madde ihtiyaçlarına karşılayacak şekilde organik kaba yem ve yoğun yemlerle beslenmelidir (17). Ekonomik organik kaba yem temini için işletmelerin çayır ve mera alanlarına sahip olması önem taşır. Bununla beraber hayvanların temiz hava ve gün ışığında dolaşması immun sistemi güçlü tutar. Bu nedenle hayvanların iklim koşulları doğrultusunda çayır ve mera alanlarını kullanması sağlanabilir.
Organik ruminant beslemede makro ve mikro elementler ile doğal kaynaklı vitaminler yem katkı maddesi olarak kullanılabilir. Bununla beraber antibiyotiklerin hastalık tedavisi dışında bir amaç için kullanımı ve genetiği modifiye edilmiş ürünlerin rasyonlara katılması yasaklanmıştır (6).
Kanatlı sürülerinin organik olarak yetiştirilmesinde önemli olan sağlıklı hayvanların ve uygun metotların uygulanmasıdır. Organik çiftliklerde hayvanların beslenmesinde kullanılan organik yemler iyi kalitede ve besleyici özellikte olmalıdır. Ayrıca hayvanların bakımı, barınakları, aydınlatma, temizlik, yemlerin kalitesi verime büyük ölçüde etkilidir (8).
Son yıllarda organik yetiştiriciliğin gündeme gelmesiyle civcivler yumurtadan çıkışı takiben sertifikalı üretim teknikleriyle yetiştirilirler. Bu sistemde tavuklar yıl boyunca dışarıda barındırılmalıdır. Bununla beraber kapalı alanda tutuldukları takdirde filizlenmiş tahıllarla beslenmelidirler. Beslenmelerinde kullanılan tüm yemler organik olmalı ve herhangi bir antibiyotik ya da hayvansal yan ürün kapsamamalıdır. Aşılama koruyucu amaçla yapılır. Bu sistemde geleneksel olarak üretilen civcivler satın alınabilirler ancak organik olarak beslenmelidirler. Bu şekilde beslendiklerinde organik tavuk olarak adlandırılabilirler. Bu şekilde yetiştirilen yumurtacı tavuklardan elde edilen yumurtalar da "organik yumurta" olarak adlandırılırlar (15).
"Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik" kapsamında Organik yetiştiricilikte broylerlerin kesim yaşı 81 gün olarak belirtilmiştir. Tedavi edici ya da koruyucu amaçla herhangi bir kimyasal madde veya büyütme faktörlerinin kullanımına izin verilmez.
Yumurta yönlü piliçler 18 haftalık yaştan daha büyük olmalıdır. Etlik civcivler organik hayvansal üretime alındıkların 3 günlük yaştan daha büyük olmamalıdır. Sağlık tedbiri nedeniyle, iki yetiştirme dönemi arasında kümesler boş bırakılmalı, bu süre içerisinde binalar ve tesisat temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Ayrıca, her kanatlı grubunun yetiştirilmesi tamamlandığında gezinti alanları sağlık nedeniyle boş bırakılarak, bitki örtüsünün yeniden gelişmesine imkân verilmelidir. Yetkilendirilmiş kuruluşlar, barınakların boş bırakılması gereken dönemleri belirlerler. Bu gereklilik barınaklarda tutulmayan ve gün boyunca serbestçe gezinen küçük miktarlardaki kanatlılara uygulanmaz. Et üretimine yönelik kanatlı barınaklarının her birinin toplam kullanılabilir alanı 1600 m2 yi aşmamalıdır (5).
Yumurta tavuklarında doğal ışık ile suni ışıklandırmanın toplamı günde 16 saati geçemez. Suni ışıklandırma olmadan asgari sekiz saat dinlenme süresi uygulanır. Kanatlılar iklim koşullarının elverdiği durumlarda açık hava barınaklarına ulaşabilmeli ve mümkün olduğunca bu durum yaşamlarının asgari 1/3'ünde uygulanmalıdır. Bu açık hava barınakları çoğunlukla bitki örtüsü ile kaplanmalı, koruyucu tesisler bulunmalı ve hayvanların yeterli sayıda suluk ve yemliklere erişmelerine imkân vermelidir (5).
Türkiye'de organik tarım ile ilgili ilk ciddi adım Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca hazırlanan ve 18 Aralık 1994 tarih ve 22145 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik" ile atılmıştır (2). Söz konusu bu yönetmelik organik ürünlerin üretimini gerçekleştirmek, bu ürünlere olan talebi artırmak, tüketiciye sağlıklı, kaliteli organik ürünler sunmak ve bunun için de bitkisel ve hayvansal ürünlerin organik metotlarla üretilmesi ve bu ürünlerin pazarlanması hususunda uygulanacak esasları sağlamak hedefindedirler.
Bu yönetmelikte organik hayvancılığın yapılmasında ve organik ürünlerin elde edilmesinde ve işlenmesinde ekolojik metotların uygulanması ile ilgili olarak bazı kurallar getirilmiştir.
1. Değişik ırk, tür, cinsiyetteki hayvanların yeterli dolaşma alanı, doğal ışık ve havalandırma v.b. gereksinimlerinin ekolojik koşulların gerektirdiği doğrultuda yerine getirilmesi
2. Damızlık seçiminde ekolojiye uygunluğa dikkat edilmesi
3. Irk seçiminde genetik yapı faklılığının dikkate alınması, bölge ve yöreye uygun ırk seçiminin yapılması
4. Hayvansal ürün elde edebilmek ve hayvan sağlığını korumak amacı ile işletmede üretilen yemlerin kontrol organının onayı ile hayvanların beslenmesinde ve sağlığının korunmasında kullanılması
5. Yem bitkilerinin kontrol organının talimatına göre yetiştirilmesi ve işlenmesi
6. Gelişmeyi teşvik edici maddelerin, uyarıcıların, doğal gelişmeyi etkileyen sentetik ürünlerin, tedavi edici hormonların ve profilaktik ilaçların kesinlikle kullanılmaması
7. Acil durumlarda sentetik ilaçların kullanılması gerekirse toksikoloji listesi dikkate alınarak kullanılması, ancak kesimden önceki iki ay içinde ilaç verilmiş hayvanların etlerinin organik ürün olarak satılmaması
8. Kuyruk, gaga kesme, kanatları yolma gibi işlemelerin uygulanmaması, ancak kastre etme ve boynuz köreltme işlemlerinin hayvana zarar vermemek koşulu ve kontrol organının onayı ile uygulanması (2)
Burada adı geçen kontrol organı, bakanlık tarafından yetkilendirilmiş, üretim, işleme ve pazarlamanın belirlenen kriterlere uygunluğunu kontrol eden ve bu durumu onaylayan yerli veya yabancı özel veya resmi kontrol kuruluşlarıdır.
Türkiye'de "Organik tarımın esasları ve uygulanması"na ilişkin yönetmeliğe göre (5);
1. Organik hayvan yetiştiriciliği yapan işletme mera ve otlaklarının organik tarım kurallarına uygun olması gerekir. İşletmenin toplam hayvan sayısı, hektar başına iki büyükbaş hayvan birimi olarak hesaplanır.
2. Yem kullanımındaki amaç, kaliteli üretimin sağlanmasıdır. Hayvanların zorlama ile beslenmesi yasaktır.
3. Hayvanlar organik olarak üretilmiş yem maddeleri ile beslenmelidir.
4. Genetiği modifiye edilmiş ürünler yem ve yem katkı maddesi olarak kullanılamazlar.
5. Antibiyotikler, koksidiyostatikler, ilaç maddeleri, büyütücüler veya büyümeyi üretimi geliştiren diğer maddeler hayvan beslemede kullanılamaz.
6. Asgari laktasyon dönemi büyükbaş hayvanlar için 90 gün, küçükbaşlar için 60 gün, domuzlar için 40 gündür.
7. Yem üretiminde kayıp olması durumunda kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarının belirleyeceği ölçüde o afet bölgesinde konvansiyonel yem maddelerinin kullanımına izin verilebilir (5).
Türkiye'de organik hayvancılık potansiyeli yeterince değerlendirilememektedir. Üreticilerin örgütsüz olması bu sorunun en önemli kaynağıdır. Organik ürünlerin pazarlanmasında Türkiye'de bir birlik ya da kooperatif sisteminin olmaması nedeniyle tüketiciler bu ürünleri yüksek fiyattan satın almaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde üretimi yapılan organik ürünlerin tüketiciye ulaştırılması, üreticilerin bu alanda eğitimi ve danışmanlık hizmetleri kooperatifler tarafından sürdürülmektedir.
Organik hayvancılık alanında ülkemizde üreticileri teşvik edici yeterli destekleme programının uygulanması ve üretim planlamasının yapılması bu alanda önemli ilerlemelere neden olabilecektir. Nitekim Avrupa Birliği ülkelerinde kooperatifler üye üreticileri desteklemektedir.
Türkiye'de bulunan işletmelerin küçük ve birbirine yakın olması da çevrede konvansiyonel üretim yapan işletmelerde kullanılan bazı kimyasalların organik üretimi olumsuz etkileyebilmesine neden olmaktadır.
Organik hayvancılık meraların temel yem kaynağı olarak kullanılmasını önermektedir. Bu sebeple ülkemizde mera ile ilgili yasal düzenlemelerin hızlı bir şekilde yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Organik üretim yapacak olan işletme çalışanlarının bu konudaki bilgi eksikliği de bu alanda yaşanan diğer bir sorundur. Bu nedenle doğru ve kaliteli organik ürünlerin elde edilmesi, sistemin tüm detayları hakkında eğitim prosedürlerinin oluşturulması önem taşımaktadır.
Organik üretimdeki denetim ve sertifikasyon dışa bağımlı olduğundan maliyeti de artırmaktadır. Bu nedenle bu konuda gerekli olan yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, ülkemiz bitki ve iklim koşulları göz önüne alındığında organik tarım ve hayvancılık sisteminin gerektirdiği yasal düzenlemeler yapıldığı ve uygulandığı takdirde bu alanda önemli ilerlemelerin gerçekleşebileceği söylenebilir.
1. Aksoy, U., Altındişli, A. (1999). Dünyada ve Türkiye'de ekolojik tarım ürünleri üretimi, ihracatı ve geliştirme olanakları. İstanbul Ticaret Odası, Yayın No: 1999-70.
2. Anonim, (1994). Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik. 18 Aralık 1994 tarih ve 22145 sayılı Resmi Gazete.
3. Anonim, (2004a). Organik Tarım. Erişim: [www.anakara-tarim.gov.tr/diğer/organik/organik.htm]. Erişim Tarihi: 15. 06. 2004.
4. Anonim, (2004b). Organik Tarım (Ekolojik Tarım-Biyolojik Tarım) Nedir? Erişim: [www.izmir-tarim.gov.tr/organik/orga- nik.asp]. Erişim Tarihi: 17. 06. 2004.
5. Anonim (2005). Organik tarımın esasları ve uygulanmasına ilişkin yönetmelik. 10 Haziran 2005 tarih ve 25841 sayılı Resmi Gazete.
6. Anonymous, (1999). Official journal of the European Communities, 24. 08. 1999.
7. Benbrook, C., M. (2003). Why food safety will continue driving growth in demand for organic food? Ecofarm Confe- rence, Monterey, California.
8. Gray, S. (2004). Organic poultry production Guide. Metcalfe, Ontario. Erişim: [www3.sympatico.ca/homestead.orga- nics/poultry.htm]. Erişim tarihi: 23.06.2004.
9. Hansen, B., Alroe, H. F., Kristenden, E. S., Wier, M. (2002). Assessment of foof safety in organic farming. Danish Research Centre for Organic Farming, DARCOF Working Papers No: 52, Foulum, Tjele, Denmark.
10. Lampkin, N. (1990). Organic farming. Farming pres, Boks, Ispwich, UK.
11. McBane, M. (2001). Risky food: Profits before health? Agri-Food Conference, 22 March, Truro, Nova Scotia.
12. Pekel, E. (1995). Organik (ekolojik) tarım sistemi, hayvancılığın bu sistemdeki yeri ve Türkiye'deki gelişmeler. Kahramanmaraş S.İ.Ü. Rektörlüğü Tarım İl Müdürlüğü ve Kahramanmaraş Ziraat Odasının birlikte düzenledikleri çiftçi konferansı. 7 Nisan, Kahramanmaraş.
13. Pekel, E., Ünalan, A. (1999). Ekolojik hayvancılık. Türkiye I. Ekolojik Tarım Sempozyumu, 21-23 Haziran, Konak- İzmir.
14. Polat, M, Şayan, Y. (2002). Ekolojik (organik, biyolojik) hayvansal üretimin temel ilkeleri. Organik tarım eğitimi ders notları. Ekolojik tarım organizasyonu derneği, İzmir, sayfa; 239-251.
15. Roger, H. (2004). Maritime certified organiz growers-organic profiles. Erişim: [www.avolonhouse.ca/food/profiles]. Erişim tarihi: 21. 06. 2004.
16. Vaarst, M., Roderick, S., Lund, V., Lockeretz, W., Hovi, M. (2004). Organic principles and values: The framework for organic animal husbandry. 1-13. In: Animal health and welfare in organic agriculture. Edited by: Mette Vaarst, Step- hen Roderick, Vonne Lund, Willie Lockeretz. CABI Publishing, 1-426.
17. Younie, D., Wilkinson, J. M. (2001). Organic livestock farming. Chalcombe publications. Pianshall, Church Lane Welton, Lincoln, LN3 3LT, UK.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder