12 Ocak 2011

Soğuk Havalar ve Sığır Besisi




Kışın yem tüketimi yazla aynı veya biraz fazla olmasına rağmen günlük canlı ağırlık artışı yaz aylarındakinden %10-26 daha düşüktür.
Kıl örtüsü kalınlığı soğuk havalarda çok önemli bir etkendir.

Çoğu durumda rüzgar kıranların uygun yerleştirilmesi ve yeterli yemin tedarik edilmesi hipotermiyi ortadan kaldırabilmektedir.
Soğuk stresi dönemlerinde sığır beslemedeki en büyük mücadele; hangi rasyonun verileceği ve rasyonun hangi sistemle dağıtılacağının belirlenmesidir.
Sığırlar kritik düşük sıcaklıkların altında soğuk koşullarda barındırıldığında, paranız kilo almalarını sağlamak yerine hayvanların vücutlarını ısıtmaya gitmektedir. Ortalama canlı ağırlık artışı gibi performans verilerinin yanında düşen vücut kondisyonu ve sonraki dönemlerde üreme performansına da negatif etkileri nedeniyle beside ekonomik verimliliği olumsuz etkileyen Soğuk Stresine karşı rüzgar kıranlar, barınak zemini, altlık ve beslenme tedbirleri gibi pratik önlemler alınmalıdır.

Sıcaklıklardaki dalgalanmalar açık besideki sığırlarda önemli düzeyde stres yaratabilmektedir. İklimi değiştiremeyeceğimizden sığır konforunu geliştiren ve ağırlık artışı maliyetlerinin artmasını engelleyen bazı yönetim ve üretim teknikleri uygulayabiliriz.

Diğer memeliler gibi sığırlar da vücut sıcaklıklarını korumalıdır(38oC dolayında). Termoregülasyon bir hayvanın vücut sıcaklığını ya ısı kazanarak yada kaybederek koruması anlamına gelmektedir. Birçok çevre faktörü sığırların besin gereksinimlerini ve sonraki performanslarını etkilemektedir. En önemli değişken sıcaklıktır ancak rüzgar, kar, yağmur ve çamur da kış soğuk stresine neden olmaktadır. Soğuk, hayvanın enerji ihtiyacını artıran belirgin bir stres etkenidir. Soğuk çevreye uyum sağlamamış sığırlar aniden soğuk stresine girebilir ve böyle hayvanlar daha fazla atık ısı üretmektedirler. Enerji ihtiyacı(yaşama payı) arttıkça daha fazla besin ısı için kullanılacak ve ağırlık artışı için daha az besin kalacaktır.
Sığırların rahat oldukları ve normal düzeyde yem tükettikleri sıcaklık kuşağı yaklaşık 15oC- 24oC arasındadır. Bu sıcaklık kuşağının üzerinde veya kritik yüksek sıcaklığın üzerinde yem tüketimi düşmeye ve bu kuşağın yada kritik düşük sıcaklığın(LCT) altında yem tüketimi artmaya başlar. LCT'nin altında hayvanın vücut sıcaklığını koruması için gerekli enerji miktarı artmaktadır. LCT hayvanın yaşına, büyüklüğüne, kıl örtüsüne,çevre sıcaklığına, nem ve rüzgar koşullarına bağlıdır. Sığırlar LCT'lerine ulaştıklarında titrerler, metabolizmalarını artırırlar ve yağlardan enerji oluştururlar. Önceleri soğuk enerji gereksinimini arttırdıkça sığırın sadece daha fazla yem tüketeceği düşünülürdü. Bu bir açıdan doğrudur, soğuk hava yem tüketimini artırır ancak aşırı koşullar yem tüketimini özelliklede uzayan dönemlerde azaltır. Hipotermi sırasında vücut sıcaklığı normalin altına düşmektedir. Yaşama payı için kullanılan enerji yem tüketiminden büyük düzeylerde arttığı için performans zarar görmektedir. ABD ve Kanada'daki açık besi kayıtlarına göre kışın yem tüketimi yazla aynı veya biraz fazla olmasına rağmen günlük canlı ağırlık artışı yaz aylarındakinden %10-26 daha düşüktür. Düşen randımanla birlikte azalan bu canlı ağırlık artışları, artan yaşama payı ile ilgili görünmektedir.
Soğuğun sığırlar üzerine etkisi kıl örtüsü kalınlığından, rüzgarlık koşullarından ve yem tüketiminden etkilenmektedir. Kıl örtüsü kalınlığı soğuk havalarda çok önemli bir etkendir. Kıl örtüsünün uzunluğu kadar kalitesi de ilgilenmemiz gereken kritik sıcaklığın belirlenmesinde etkilidir. Sığırlar ıslanınca kıl örtüsünün yalıtım yeteneği kaybolabilir öyle ki yalıtım özellikleri yaz kıl örtüsü ile aynı olur. Besi sığırlarında kıl örtüsü ile ilişkili olarak düşük kritik sıcaklıklar tablo1'de gösterilmiştir. Kıl örtüsü kalınlaştıkça LCT düşer.


Tablol. Kıl Örtüsünün LCT Üzerine Etkisi
Ortü Tanımı
LCT(oC)
Yaz örtüsü
15
Sonbahar
7
Kış
0
Sert Kış
-7
Islak
14


Kışın fotoperiyot da yem tüketimine karşı çalışmaktadır. Araştırma göstermiştir ki 16 saat aydınlık 8 saat karanlığa maruz kalan sığırlar 8 saat aydınlık 16 saat karanlığa maruz kalanlardan oldukça fazla yem tüketmektedir.
Mevcut tesisler için saha seçimi yapılmıştır, ancak yeni inşa edilecek yada genişletilecek tesisler için yer seçimi önemli bir karardır. Mevcut tesislerde eklenebilecek yada geliştirilebilecek iki yapı rüzgar kıran(yelkesen) ve dinlenme tümsekleridir.
Uygun yerleştirilmiş ve inşa edilmiş rüzgar kıranlar rüzgar hızını %70'e kadar düşürebilmektedir; bu rüzgarın soğutma etkisini büyük oranda azaltmaktadır. Çoğu durumda rüzgar kıranların uygun yerleştirilmesi ve yeterli yemin tedarik edilmesi hipotermiyi ortadan kaldırabilmektedir. Rüzgar kıranlar sığırları doğal yatma, içme ve yeme alanlarında koruyacak şekilde yerleştirilmelidir. Doğal(ağaçlar) yada sonradan yapılmış rüzgar kıranlar besi alanının rüzgarların en çok estiği tarafına yerleştirilmelidir. Rüzgar kıranlar minimum 3m. yükseklikte ve %80 kapalı %20 açık olmalıdır; böylece sert rüzgarlara karşı dik durmaları kolaylaşır ve rüzgar kıranın arkasında durgun havanın olduğu daha geniş bir alan sağlanır.
Tümsekler yüksek, kuru ve normal trafik biçimlerinde olmalıdır. Tümsekler beton oluklar ve suluklarla birleştirilmeli ve sığırların çamurdan geçmeden yemesine uyumasına ve su içmesine olanak sağlamalıdır. Tümsekler kışın rüzgardan koruma sağlarken kış sonu ve bahar başında çamur karlılığı düşürmeye başlar. Soğuk stresinin koşullara bağlı olarak herhangi bir zamanda oluşabileceği hatırlanmalıdır. Eğer yağmur yağıyor ve rüzgar esiyorsa Nisan ayında açık besideki bir sığırın Ocak ayındaki enerji gereksiniminden yüksek bir gereksinimi olabilir.
Açık besideki sığırlar büyümeyi zayıflatan koşullardan korunmalıdır. Sığırların içinde bulundukları çevreyi düzelterek konforlarını geliştirmek karlılıkla zarar arasındaki farkı oluşturabilmektedir. Bir hayvanın soğuk çevreyle baş edebilme kabiliyeti termoregülasyon kabiliyetinden etkilenmektedir. Açık besideki hayvanın vücut kondisyonu, yalıtım derecesi, sağlık durumu ve barınak alanı o nedenle vücut sıcaklığının korunmasında çok önemlidir.
Kıl örtüsü havayı tutup bir "ölü hava boşluğu" oluşturarak yalıtım sağlamaktadır. Bu vücuttan ısı kaybını engellemektedir. İyi sağlık ve uygun beslenme(bakır ve çinko) kendisini iyi kıl örtüsü olarak göstermektedir. Nem, çamur ve fekal materyal kıl örtüsünün yapısının bozulmasına neden olur ve yalıtım özelliğini yok eder. Bu, hayvanın enerji gereksiniminin artmasına neden olmaktadır.
Soğuk havalarda bacak ve ayakların kontrol edilmesinin önemi artmaktadır. Donmuş yüzeylerde yürümek zordur ve eğer çok çabalamak durumunda kalırsa hayvan yemliğe yada suluğa gitmekten vazgeçecektir. Ayağında acı hisseden hayvanın yem ve su tüketme eğiliminin azalması ortalama günlük ağırlık artışını(ADG) etkileyecektir. Sığırların hareket alanının kar, buz ve donmuş çamurdan temiz tutulması gerekir. Ayak çürüğü, çatal apseleri ve yaralanmaları olan hayvanlar ayrılıp tedavi edilmelidir.

İşçilik dezavantajına rağmen soğuk stresi sırasında sığırlara altlık sağlanmasının faydaları görülmüştür. Sığırlara altlık sağlamanın anahtarı bunu küçük miktarlarda sıklıkla yapmaktır. Baharda herhangi bir organik maddenin nem tutacağı ve bunun padokta çamur derinliğini artırarak tümseklerde çukurlara yol açacağı unutulmamalıdır. Dahası altlık dışkı gibi çekilmek zorundadır. Colorado Eyalet Üniversitesinde yapılan bir araştırma, bu iki sakıncasına rağmen, padoğun bir bölümünde altlık kullanılmasının hayvan başına pozitif bir geri dönüşü olduğunu göstermiştir. Padoklarda hafif bir altlıkla beslenen sığırlarda belirgin olarak yüksek ADG sağlanmış ek olarak yemden yararlanma iyileşmiş ve maliyet düşmüştür.
Zamanında kar kaldırılması bahar sıcaklıkları sırasında ıslaklığın(böylece çamurun) derecesini azaltan ve sığır konforunu artıran bir uygulamadır. Karın kaldırılması sırasında barınağın pürüzlü bölgeleri de sıyrılmalıdır. Bu uygulama sığırların hareketlerini kolaylaştırır, sığır konforunu geliştirir, ayak sağlığını korur ve uygun barınak drenajına olanak sağlar. Yemlikler gibi beton bölümler sıkça sıyrılmalı ve kardan, çamurdan ve kirli altlıktan temizlenmelidir. Herhangi bir etkenin sığırların yemek için yemliklere ulaşabilmesini engellemesini istemezsiniz.
Eğer kış çok sert geçiyorsa gebe hayvanlar ısı oluşturmak için çok fazla enerji harcayabilir ve bu nedenle buzağıya yeterince enerji kalmayabilir. Ek olarak besinler ısı oluşturmak için harekete geçirilince sığırlar vücut kondisyonundan kaybetmektedir. Bu ineklerde ve daha sık olarak düvelerde, düşen vücut kondisyonunun buzağılama problemleri riskini artırmasına ve buna müteakip doğum sonrası sorunlara yol açmaktadır. Enerjinin yeniden dağıtımı nedeni ile kolostrum kalitesi düşüp yeni doğan ölümleri(mortalitesi) artabilir. Sonraki üreme riskleri bu hayvanların bahar ve yaz aylarında siklusunun aksaması ve üremenin gecikmesidir.
Kış boyunca vücut kondisyon skorları izlenmeli ve hayvanlar uzayan dönemlerle soğuk sıcaklıklara maruz kaldıklarında rasyonu artan enerji, protein, vitamin ve minerallerle desteklemeye hazır olunmalıdır. Hasta hayvanlar ayrılmalı ve olumsuz çevre koşullarından korunmalıdır. Faal erişkin ruminantlar uzun süreli soğuklara dayanabilirler, ama bunun bedelini buzağılama veya sonraki üreme faaliyetleri sırasında da ödeyebilirler.
Soğuk stresi dönemlerinde sığır beslemedeki en büyük mücadele hangi rasyonun verileceği ve rasyonun hangi sistemle dağıtılacağının belirlenmesidir. Yaygın olan diyetin kaba yem seviyesini artırma uygulamasının(fırtına rasyonu) artıları ve eksileri vardır. Soğuk sırasında pasajlanma oranı ve ruminal motilitenin her ikisi de artmaktadır. Bu, sonrasında sindirim için daha az zaman tanıyarak rasyonun enerji seviyesini düşürmektedir. Ancak rasyona ekstra lif eklenmesi yemlik yönetimini çok daha kolaylaştırır ve sığırları yemde tutmaya yardım eder.
Soğukta beslenme için başka bir seçenek de yüksek enerjili sığır rasyonundan bir basamak aşağı rasyona düşmektir(61Mcal'den 58 Mcal'e). Bu lif seviyesini biraz artırırken enerji seviyesini muhafaza eder.
Yönetsel açıdan en iyi uygulama yem tüketimini mümkün olduğunca sürekli tutmaktır. Sonraki dağıtımın miktarını belirlemek için geçmiş yem tüketimi bilgilerinin kullanımı gerekir(5-7 günlük bir ortalama iyi bir başlangıçtır). Sığırların tüketimini aşmama konusunda disiplinli olunmalıdır, aç gibi görünebilirler ancak gerekenden fazla yem sunmak, yem tüketiminde önce hızlı bir duruşa sonrada düşüşe neden olacaktır. Hava kötü gitmeye devam ediyorsa hayvanları "ayaklandırmak" gerekebilir. Hayvanları tümseklerin yada dinlenme alanlarının üzerinden kaldırıp yemliklere doğru yürümeye teşvik etmek faydalı olabilir. Tersine fırtına geçmiş ve sığırlar yemliklere yükleniyorsa sindirim bozukluklarını engellemek için yem dağıtımını bölmek akıllıca olacaktır(yemin %50'sini verip bir saat sonra tekrar gelip kalanını verin). Diğer bir seçenek de hayvan başına birkaç kilogram ot verip gerginliği azaltmak ve bir iki saat sonra düzenli rasyona geçmektir.
Sığır üretiminde yeterli suyun sağlanması her zaman kesin bir zorunluluktur ve soğuk havalarda da diğer aylardaki kadar önemlidir. Kış aylarında suluklar genellikle donma eğilimlerinden dolayı su tüketiminin düşmesine neden olurlar. Düşen su tüketimi yem tüketiminin ve günlük ortalama ağırlık artışının düşmesine neden olmaktadır. Su tüketimi tipik olarak kış aylarında düşüktür ancak gene de her havada en önemli besindir. Su tankı ve borusu ısıtıcılarının çalıştığından emin olunmalıdır. Ancak elektrik kaçağı gibi gizli sorunların izlendiğinden emin olunmalıdır. Araştırmalar 3-4 volt'un üzerindeki kaçak elektriğin su tüketimini düşüreceğini göstermektedir. Bütün sulukların özelliklede ısıtıcılar çalıştığı zaman elektrik kaçağı bakımından düzenli olarak kontrol edilmesi sağlanmalıdır.
Açık beside stresi minimize etme adımları, ancak hayvanlarda ve sürüde stresin belirti ve semptomları tanımlandığında atılabilmektedir. Uygun ve anormal davranışların, hastalık derecelerinin, düşen ağırlık artışı ve bunu izleyen düşen büyümenin gözlenmesi stresli hayvan koşullarının belirlenmesi için kullanılabilir. Kıl örtüsü kalınlığı ve durumu, rüzgar, ıslaklık, çamur ve çevre sıcaklığının hepsi hayvanların enerji gereksinimini etkilemektedir. Alt sınır sığırların kritik düşük sıcaklıklarının altında soğuk koşullarda barındırıldığı, paranızın kilo almalarını sağlamak yerine hayvanların vücutlarını ısıtmaya gittiği durumdur.
Tercüme: Seyfi Ay - Halit Çınar, İnterkim. Managing the Feedlot in the Cold, John M. Kelly, Ph.D, Ontario.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder