11 Ocak 2011

Bıldırcın Yetiştiriciliği 3

Bıldırcın, özellikle Japonya olmak üzere birçok ülkede günden güne önem kazanmaktadır. Daha çok eti için yetiştiriciliği yapılmakta ve yatırım masraflarının kısa bir sürede karşılaması özelliğiyle de çok cazip işkolu olarak kendini göstermektedir. Diğer ülkelerde, bıldırcın yetiştiriciliği gelişmiş bir sektör haline gelmesine rağmen ülkemizde henüz fazla bilinmemektedir.

Bu yazı dizisini hazırlamaktaki amacımız bu konuya ilgi duyan yetiştiricilerimize geniş bilgiler vermektir. Yetiştirme sırasında karşılaşılacak sorunlara ve teknik bilgilere ışık tutmak ümidiyle bıldırcın yetiştiriciliğinin; üretimi alanında hak ettiği yeri en kısa sürede alacağına inanıyoruz.

YETİŞTİRİCİLİĞİ :

Üretimi geniş bir alan istemeyen çoğalması ve verim hızı tavuklar gibi yüksek olan bıldırcın ülkemizin hayvansal protein açığının kapanmasında önemli bir yer tutacaktır. Ancak tavuk yetiştiriciliğinde karşılaşılan sorunların bıldırcın yetiştiriciliğinde de ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Konuya bilinçli yaklaşmalı; yüksek verimli damızlık temini, iyi yetişmiş teknik eleman ve bakıcı, düzenli sağlık hizmetleri alt yapı çalışmaları ve Pazar durumu gibi sorunlar önceden halledilmelidir.

Bıldırcın yetiştiriciliği kısaca aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz. Kuluçka dönemi, Bakım, Beslenme, Bıldırcını etkileyen çevre şartları, Bıldırcın hastalıkları.

KULUÇKA : Bıldırcınlarda kuluçka süresi türlerine göre değişim göstermektedir. Kuluçka süresi bobwhite bıldırcınlarda 21, Japon bıldırcınlarda ise 16-18 gün arasıdır. Büyük çapta bir yetiştiricilik yapmak isteniyorsa tabii kuluçka yerine kuluçka makinalarında suni kuluçka tercih edilmelidir. Kuluçka makinaları aynen tavuk yetiştiriciliğinde kullanılan makinaların benzeridir. Ancak bıldırcın yumurtalarının küçük olması nedeniyle yumurtaların konulduğu tablolar değişmektedir. Kuluçka makinalarında ısı 38-39 oC arasında ve nem oranı ise % 65-75 arasında olmalıdır. Havalandırma çok önemlidir. Makine içersinde oluşan gazların dışarı atılması ve içeriye yeterli miktarda oksijen verilmesi gerekmektedir.

Bıldırcın yumurtalarında çıkış gücü ırk, bakım – beslenme makine tipi ve diğer çevre koşullarına bağlı olarak çok farklılık göstermektedir. En önemli faktörlerden biriside yumurtaların kuluçka makinasına konmadan önceki depolama süreleridir. Kuluçkaya konacak yumurtaların en fazla bir hafta süreyle beklemiş olması gerekmektedir. On günden fazla dışarıda bekleyen yumurtaların çıkış gücü oldukça düşer.

Diğer bir faktörde bıldırcınların yumurta verdikleri andaki yaşlarıdır. Yaş ilerledikçe çıkış gücünde bir artma görülür. Ayrıca bıldırcınların yumurta verimleri de çıkış gücünü etkileyen faktörler arasındadır. Yüksek olan hayvanlardan alınan yumurtalar daha yüksek bir çıkış gücüne sahiptirler. En önemli nokta ise Damızlık sürüdeki erkek – dişi bıldırcın oranıdır. Bu konuda aşağıdaki tabloyu dikkatle incelemenizi öneriyoruz.



Erkek-Dişi Oranı Toplam Yumurta Döllülük Çıkış gücü
1:1 554 81.7 84.1
1:2 842 82.4 87.4
1:3 927 62.5 83.6
1:4 997 48.1 81.4
1:5 1289 65.9 82.7
1:6 1124 42.1 82.2

Tablo incelendiğinde anlaşılacağı gibi en yüksek döllük nispeti ve çıkış gücü bir erkeğe iki dişi verildiği zaman görülmektedir.

Ayrıca bıldırcınların 6 ay ve daha ileri yaşlarında yumurtaların döllülük veriminin düştüğü görülmektedir. Bıldırcın yetiştiriciliğinde bazı çiftler birbirlerinden hoşlanmazlar. Bu sebeple yumurta verimi düşer eğer sürü halinde çiftleştirme yapılırsa eşlerin birbirlerini seçme şansları olur.

BAKIM:

Yumurtadan yeni çıkan civcivler ana makinalarına alınmaktadır. Ana makinalarında önemli olan husus sıcaklıktır. Tabii kuluçka sonunda yumurtadan çıkan yavrular ana hayvanların altına girerek ısınmaya çalışırlar suni kuluçka ile üretilen yavruların soğuktan korunması için ise ana makinaları gerekmektedir.

Ana makinalarında ısının ilk hafta 35 oC aşağı düşmemesi gerekmektedir. İkinci hafta ısı 32 oC ve üçüncü hafta ise 30 oC de olması istenilmektedir. Bıldırcınlar 3 ve 4 cü haftadan itibaren yetiştirme kafes yada bölmelerine alınmalıdırlar. Kafes yada bölmelerde önemli olan husus fazla sıklıktan doğabilecek ölümleri önlemektir. Örneğin 30x30 cm.lik bir alanda 20 kadar genç bıldırcın konulabilir. Yumurtalık bıldırcın yetiştiriciliğinde yavru bıldırcınlar 5 nci haftadan itibaren yumurta kafeslerine alınırlar.

BESLENME:

Bıldırcın civcivleri çok küçük olduğundan başlangıçta yemlerin iyice öğütülmüş olması gerekmektedir. Yem civcivlere su ve toz yemin karışımından oluşan bir hamur şeklinde verilmelidir. Ancak büyük işletmelerde iş hacmini azaltmak için toz yem verilir. Yem ve su ile birlikte civciv ve ergin bıldırcınlara ince kıyılmış yeşil ot ve sebzelerde verilmelidir. Ancak bıldırcınlara yem hamur halinde verildiğinde su ve yeşillik verilmemelidir.

Bıldırcının tat alma duyusu diğer hayvanlara göre daha fazla gelişmiştir. Acı ve tuzlu yemleri sevmemektedirler.

Sizlere aşağıda değişik dönemlerde bıldırcınlara uygulanması gereken çeşitli yem rasyonları veriyoruz.


DAMIZLIK BILDIRCIN RASYONU

Civcivler İçin % Damızlıklar İçin %

Öğütülmüş Mısır 40.00 36.30

Yulaf - 10.00

Yağ 3.00 3.00

Soya küspesi 48.50 30.00

Balık unu 3.00 5.00

Balık unu - 2.50

Dikalsiyum fosfat 2.50 4.00

Kireç taşı 1.00 7.00

Tuz 0.50 0.70

Vitamin karması (1) 0.75 1.00

Mineral karması (2/2) 0.75 0.50


Yumurtlamakta olan bıldırcınlar için rasyon terkibi.

%

Öğütülmüş sarı mısır : 32.5

Öğütülmüş Buğday : 10.0

Yonca unu : 10.0

Balık unu : 5.0

Soya küspesi : 20.0

Ayçiçeği küspesi : 10.0

Öğütülmüş arpa : 5.0

Kemik unu : 3.0

Öğütülmüş kireç taşı : 3.0

Tuz : 1.0

Vitamin karışımı : 0.5


Bıldırcınlarda büyütme (besi) rasyonu :

Öğütülmüş sarı mısır : 38.5

Öğütülmüş arpa : 14.0

Yonca unu : 5.0

Soya küspesi : 25.0

Pamuk küspesi : 5.0

Balık unu : 10.0

Öğütülmüş Kireç taşı : 1.0

Tuz : 1.0

Vitamin karışımı : 0.5


Kesim için besiye alınmış bıldırcın rasyonu :

%

Öğütülmüş sarı mısır : 59.00

Soya küspesi : 31.00

Balık unu : 3.00

Yonca unu : 2.00 (iki)

Dikalsiyum fosfat : 0.60

Mineral madde karışımı : 0.40

Yağ : 3.00


ÇEVRE ŞARTLARI

Bıldırcını etkileyen çevre şartları sıcaklık nem, hava cereyanı aydınlatma karbondioksit ve amonyak miktarı gibi faktörlerdir.

Bıldırcınlar fazla sıcaktan ve soğuktan hoşlanmazlar. Aşırı sıcakta yem tüketimi azalmakta ve bu sebeple de büyüme de durmaktadır. Ayrıca aşırı sıcakta yumurta verimi de düşer. Damızlık bıldırcınlarda kümes ısısının 1-25 oC olması istenir. Nem miktarı ise % 55 – 75 arası olmalıdır. Yerleşime alanı da önemlidir. Birim alana düşen hayvan sayısı fazlalaştıkça ölüm nispeti de artmaktadır. Genelde tavsiye edilen yetişkin bir bıldırcın için taban alanı 155-310 cm2 olmalıdır. 1 m2.ye yaklaşık 35-65 adet bıldırcın yetiştirilmelidir.

BILDIRCIN HASTALIKLARI :

Tüm kanatlılarda görülen hastalıklar bıldırcınlarda da görülebilir. Hastalık meydana geldiğinde tedavisi zor olmaktadır. En iyi korunma yöntemi hastalığın ortaya çıkmaması için gerekli önlemlerin titizlikle alınmasıdır.

Hastalıklar genellikle besin maddeleri eksikliğinden kaynaklanan (Besinsel hastalıklar) ve Besinsel olmayan hastalıklar diye değerlendirilir. Yetiştiricileri en çok korkutan ise ikinci gruptaki hastalıklardır. Bunlardan korunmak için yemleme ve sağlık koşullarına uymak gerekmektedir.

Sizlere bıldırcın yetiştiriciliğinde en çok rastlanan diğer kümes hayvanlarında görülmesine karşın bıldırcın üzerinde daha şiddetli etki eden “Ülseratif Enteritis” hastalığından söz etmeyi ilk etapta yeterli buluyoruz.

Hastalığın varlığını önceden tespit etmek çok zordur. Bir gün önce sağlıklı görünen hayvanların ertesi gün aniden ölmeleri ve ani ölen hayvanların kursaklarının yemle dolu olduğu dikkati çeker. Bu hastalığa yakalanan hayvanların gübreleri sulu ve beyazımsı bir renkte olur, ayrıca hastalıklı hayvanlarda halsizlik tüylerde kabarma gözlerde kabarma görülür. Yem tüketimi düşer bütün sürü 6-10 ay içersinde elden çıkabilir.

Ülseratif hastalığı hayvanlardan daha çok gübre ve suluklar vatısasıyla bulaşabilir. Hastalıktan korunmak için hastalıklı hayvanlar sürüden derhal ayrılmalıdırlar. Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık çıkan bölmeler ve kafesler çok iyi dezenfekte edilmelidirler. Buna rağmen uzun süre sonra bile aynı bölmelerde hastalık görülebilmekte ve yeni salgınlara sebep olabilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder